عثمان لسان

Arab ve Latin Elifbalarındaki Harfler..

Arab ve Latin sistemi harfleri mukayeseye başlarken yazıda bunlardan hangisinin Türkçe sözleri daha matluba muvafık ifâde ettiğini tayin eylemek lâzımdır. Madem ki yazımız savtîdir(sesli), o halde bunu tayin eylemek için hangi elifbada Türk lehçelerinin esasî seslerine mutabık kâfi miktar harflerin bulunduğunu tavzih etmek kâfidir. Evvelce Arab elifbasında yirmisekiz harf vardı. Türk kavimleri daha Rusya büyük inkılâbından evvel bunlara yeniden sekiz harf ilâve ettiler ki, böylece bu elifbanın esası harfleri otuzaltıya çıkmıştı. Bunlardan dördü sesli harfleri, kalanları sessiz harfleri ifade ediyorlardı. Böylece ikmâl olunan Arab elifbasındaki sâmit harfler Türk lisanının bütün sâmit seslerini ifade etmeye kâfi miktarda olup, onların şekilleri ve ifade ettikleri sesler bütün Türk kavimlerinde aynı tarzdadırlar. Sâit seslere gelince onları ifade için iki usul kullanmak mümkündür:

1) Türk dilindeki ahenk kanunundan istifade etmek usulü. Bu takdirde sâit sesler için 2-3 harf artırıldığı gibi bütün sözlerin incelik yahut kalınlığına delâlet eder bir alâmet ilâve edilir.

2) Çifte sâitler usulü. Bu takdirde sâit harflere kelimelerin kalınlık yahut inceliğini göstermek vazifesi de tahmil olunduğundan, evvelce mevcut sâitlere yine beş-altı sâit harf ilâvesi icap eder.

Hem birinci hem ikinci usulü tatbik tecrübeleri hemen bütün Türk kavimlerinde icra olunmuştur. Bu tecrübeler isbat etmiştir ki, Arap harfleri esası dairesinde yalnız fonetik imlâya yaklaşan amelî imlâ değil, hatta akademik transkripsiyon (başka lisanlardaki sesleri yazmak) bile mümkündür.

Asıl Latin elifbasında yirmialtı harf vardır ki, bunlardan altısı sâit (sesli) ve yirmisi sâmit (sessiz) harflerdir. Latin elifbasını tatbike kalkışan Azerbaycanlılar kendi lehçelerindeki otuzdört ses için lâzım olan otuzdört harfin ancak ondokuzunu -ki yüzde ellialtısı demektir- doğrudan doğruya şekil ve müfadını değiştirmeden Latin elifbasından alabilmişlerdir. Latin elifbasının yedi harfini (yüzde yirmibiri demektir) onların bu elifbada ifade ettikleri seslerden başka sesler için almışlar. Kalan sekiz ses için (yüzde yirmiüç demektir) harflerin hem şeklini hem mûtadını değiştirmişlerdir ki, bu sahada kısmen Rus ve Ermeni harflerini almışlardır. Yakutlarda ise lüzumu görülen otuzdört harfin ancak onyedisi (yüzde kırkyedi demek) şekil ve sesi tebdil edilmeden Latinceden alınmıştır. İki harf Latin harfine şeklen benziyorsa da, ifade ettiği sesler cihetinden aykırıdırlar. Kalan onyedi harf (yüzde kırkyedi) ise büsbütün Latin elifbasında bulunmayan harflerdir. Kazan ve Başkırd lehçelerine tatbik edilmek istenilen Latin elifbası projesine göre, lâzım olan otuzbeş harfin ancak ondokuzu (yüzde ellidört demek) şekli yahut sesi değiştirilmeden Latin elifbasından alınıyor.

Görülüyor ki, Türk lehçelerinde bulunan seslerin ancak yüzde kırkyedisi ve nihayet yüzde ellialtısı şeklen ve ma'nen tebdil edilmeyen Latin harfleriyle ifade edilebilir. Halbuki Arab sistemi harflerle yazarken ancak yüzde onbeş yeni yahud biraz değiştirilmiş harfler ilâve etmeye mecburuz. Demek ki, Türk sesleri ve kelimelerini ifade etmek ve yeni normal ve amelî imlâ meydana getirmek için Arab sistemi elifbanın harf hazinesi Latin sistemi elifbamnkinden daha elverişlidir.

Hangisi Daha Güzeldir?

Mesele iki sistem harflerin hangisinin daha güzel olduğuna gelince, bu elbet bir şahsî zevk meselesidir. Ağamali yoldaşın risalesine ilâve edilen makalesinde Şeyh Cüzi Arab harflerinin pek çirkin olduğunu iddia ediyorsa da, Avrupa'nın hemen bütün müellifleri bunun aksini söylüyorlar. Onlara göre çok sayıda şekillere sahip olan İslam harfleri birbirine benzeyen hendesî şekillerden ibaret olan Latin harflerinden daha güzeldirler. Güzel Arabî hat ile yazılan levhalar batıda evlerin içindeki duvarlarını tezyin etmiyor mu? Geniş halk kitlelerinin ruhî takdirine gelince, şunu kaydetmeliyim ki, Türk kavimleri halk ibdamın semereleri olan kıvrıntılı nakışlar, tabiatıyla İslam harfi sistemine uyuyorlar, bunlar Latin sistemi harflere birçok cihetten tevafuk eden düz çizgilerden ve hendesî şekillerden oluşan Hindu-Avrupaî nakışlara tamamen aykırıdırlar..

Comments

Anonymous said…
Tanzimat devrinde Osmanlica ogrenmekte olan bir Fransiz'in yazacagi edada, her gun rastlanmayan bir dil kullanimi :)

Turkce gibi sesli harflere dayanan bir dil icin takirtili hisirtili Arap harfleri gercekten daha mi uygun?

Popular Posts